a dad a mom and a daughter smiling

 

Bağı Güçlendirmek Mümkün: 10 Basit Adımda Çalışan Bağlılığını Artırmak 

Çalışanların bağlılığını artırmak konusunda zorlanıyor olabilirsiniz. Merak etmeyin yanlız değilsiniz. Gallup’un yaptığı State of the Global Workplace 2021 araştırmasına göre çalışanların sadece %20’si şirketlerine bağlılık gösteriyorlar. İyi haber, çalışan bağlılığını artırmak mümkün ama önce kavramları netleştirmek ile başlayalım.

Çalışan deneyimi ve çalışan bağlılığı. Her terimde olduğu gibi bu iki benzer kavramla da ilgili bazı kafa karışıklıkları olabiliyor. Çalışan deneyimi, çalışanların çalıştıkları organizasyonun her bir birimiyle/alanıyla etkileşimleri hakkında sahip oldukları çeşitli algıların toplamıdır. Çalışan bağlılığı ise aslında genel çalışan deneyiminin bir parçasıdır. Genelde çalışanların, üyesi oldukları organizasyon ile ilgili ne hissettikleri ile ilgilidir. Kısaca, çalışan deneyimi bir yolculuk ve süreç ise çalışan bağlılığı bu yolculuğun/sürecin bir çıktısıdır diyebiliriz. Bağlı çalışanlar, işlerini ve şirketin performansını gerçekten önemserler.  Çalışan bağlılığı; karlılık, gelir, müşteri deneyimi, çalışan devri ve daha fazlası dahil olmak üzere şirketinizin hemen hemen her önemli başarı metriğini etkiler. Bunu bilmek faydalı ama o zaman çalışan bağlılığını artırmak nasıl mümkün? Aşağıda sizlerle çalışan bağlılığını artırmanıza yardımcı olacağını düşündüğümüz 10 basit adımı paylaşıyoruz.

Çalışan bağlılığını artırmanıza yardımcı olacak 10 güçlü adım:

  • İş yerinde verimliliği artırın: Verimsizliğe neden olan, süreci net olmayan, bürokratik işler çalışanları gerçekten bezdirip işten soğumalarına neden olabiliyor.
  • İletişimi iyileştirin: Özellikle büyük çaplı organizasyonlarda iletişimin gücü ve etkililiği çalışanları birbirleri ile olan etkileşimlerinde pozitif olarak etkiliyor.
  • Başarıyı takdir edin: Bir amaça ulaşmak için gösterilen ekstra çabanın görünür olması ve takdir edilmesi çalışanı oldukça motive ediyor.
  • Etkileşimi artırın: İşyerindeki her şey iş ile ilgili olmak zorunda değil. Farklı ekipler arasında yapılan paylaşımlar ve etkileşimler çalışanları iş yerine daha çok bağlıyor.
  • Çalışanınıza yatırım yapın: Aslında çalışanınıza yaptığınız yatırım uzun vadede işinize yaptığınız yatırımdır. En önemli kaynağınız olan çalışanların ihtiyaç ve isteklerini doğru anlayarak yerine getirmeniz onların gelişimine katkıda bulunmanız önemlidir.
  • Çalışanlarınızın refahını önemseyin: Huzur ve esenli bir ortamda çalışanlar odaklarını daha çok işe verecekleri için çok daha kaliteli iş çıktıları üreteceklerdir.
  • Geribildirimi cesaretlendirin: Bir konuyu iyileştirmek için onu iyi ölçmeli ve anlamalısınız. Çalışanlarınızdan düzenli olarak geribildirim alarak yolunda gitmeyenleri düzeltebilirsiniz.
  • Şirket kültürünüzü vurgulayın: Herkes tarafından anlaşılan ve paylaşılan vizyon, çalışanlarınızın kendilerini büyük bir takımın parçası olarak hissetmelerini sağlayacaktır.
  • İyi bir işe alışma deneyimi (onboarding): İlk günden iyi hissetirmeye başlayan bir işe adaptasyon deneyimi çalışanlarınıza iyi gelecektir.
  • Esnek çalışma imkanları sağlayın: Esneklik artık yeni normalimiz oldu. Esnek çalışma programları ve uzaktan çalışma fırsatları, çalışan bağlılığını artırmak için en önemli konulardan birisi haline geldi.

Artık çalışanlar, şirketlerin diğer varlıkları gibi bir “asset” olarak değerlendiriliyorlar. Bina, teknoloji vb varlıklar çok rahat bir şekilde elde edilebilirken “bağlı çalışanlar” için denklem her zaman bu kadar kolay olmayabiliyor. Mutlu müşteriler ancak mutlu çalışanlara sahip olmaktan geçiyor ve bu uzun dönemde şirketler için sürdürülebilir bir başarıyı mümkün kılıyor.

* https://www.gallup.com/workplace/349484/state-of-the-global-workplace.aspx?thank-you-report-form=1

 

Webinar: Çalışan Bağlılığını Anlamak ve Ölçmek İçin Yeni Bir Yaklaşım

Gallup’un araştırmasına göre, bağlı çalışanların yüzdesi 2000 yılında bu yana en yüksek seviyede ve sadece %34 seviyesinde. Ancak, günümüz araştırmalarında çalışan bağlılığı söz konusu olduğunda tam olarak neyi ölçmek gerekli? Ve mevcut bağlılık araştırma yöntemleri, “çevikliğin” yükselişi gibi son yıllarda işyerindeki temel değişikliklerin özünü ne ölçüde yakalıyor?

Bu webinarımızda uzman konuşmacımız Joren Scharn ilk kez çalışan bağlılığı üzerine yaptığı araştırma çalışmasının sonuçlarını bizlerle paylaştı. Ayrıca çalışan bağlılığı ile iş tatmini arasındaki farkı ve karar vericilerin hangi metrikleri ölçmeleri gerektiğini anlamalarının neden önemli olduğunu tartıştık. Bu webinarda ;

  • Şirketlerin çalışan bağlılığını anlama konusunda bugün karşı karşıya kaldıkları sorunlar (veya karşı karşıya olduklarını bilmedikleri sorunlar!) nelerdir?
  • İş tatmini ile çalışan bağlılığı arasındaki ilişki nedir? Bu ilişkide içsel motivasyonun rolü nedir?
  • Şirketler, etkileşimi daha iyi anlamak ve yönetmek için verileri ve analitiği nasıl kullanabilir?

Webinar’a bu linkten ulaşabilirsiniz: https://alternacx.com/understanding-and-measuring-employee-engagement/

İşin Yeni Geleceği Çalışan Bağlılığına Daha Fazla Odaklanmayı Gerektiriyor

Microsoft tarafından yayınlanan yeni bir ankete göre, pandemi çalışan bağlılığına odaklanmayı artırdı. Bu son derece dönüştürücü dönemde, şirketler yalnızca çalışanlarının nasıl ve nerede çalıştığını değiştirmekle kalmıyor, aynı zamanda çalışanların şirketlerin başarısında ve genel olarak dijital dönüşümde giderek daha önemli bir rol oynadığının farkına varıyorlar. Çalışan bağlılığının önemli olduğunu nasıl anlarız? Salgın öncesinde bile, katılım eksikliğinin artan ciro ve çalışan üretkenliği eksikliği gibi konularda Amerikan şirketlerine yılda 550 milyar dolara mal olabileceği çok netti. Bağlı olmayan çalışanlar, bağlı çalışanlara göre %60 daha sık hata yapıyorlar.

Gallup, ortalama olarak, çalışanların %64’ünün pandemiden önce bile bağlılıklarının düşük olduğunu ve %15’inin bağlılıklarının hiç kalmadığını söylüyor. Daha kötü olan ne peki? Çalışanların sadece %21’i kendilerini “çok bağlı” olarak tanımlıyor. Çalışanlarınızın sadece 5’te 1’i gerçekten sizin için çalışmak istiyor. Çalışanlar, dijital dönüşümün temel direğidir. Organizasyon başarıya ulaşmak istiyorsa, organizasyonu ileriye taşımak için aktif olarak yer almaları gerekir. Bu da liderliğin, çalışanların katılımını sağlamak için neler yapılabileceğine odaklanması gerektiği anlamına gelir.

Uzaktan çalışmak: Yeni çalışan düzeni

Çalışanların küresel salgından öğrendiği bir şey varsa, o da evet, evden verimli bir şekilde çalışmanın mümkün olduğudur. Elbette Zoom, Webex ve Teams toplantıları yorucu olabilir ve bazen çocukların da dahil olması gülümseten anlar yaşatabilir. Ancak genel olarak, çalışanlar rahat bir yaşam alanında çalışırken aslında odaklanabileceklerini kanıtladılar. Ve bunu yaptıktan bir yıldan fazla bir süre sonra, birçoğu tam zamanlı olarak ofise geri dönmek istemeyecek. Prudential tarafından yakın zamanda yapılan bir anket, pandemi sırasında uzaktan çalışan çalışanların %87’sinin bunu yapmaya devam etmeyi tercih edeceğini gösterdi.

Önde gelen şirketler bunları dikkate alıyor. Salesforce, çalışanlara üç şekilde çalışma olanağı sağlıyor: uzak, esnek veya ofis içi. Çalışanlar kendilerine ve ailelerine en uygun yolu seçebiliyor. Google kısa süre önce, çalışanlarının %20’sinin salgın sonrası online toplantılara devam etmesine izin vereceğini ve alternatif ofislerden telco yapabilecekleri hafta sayısını ikiden dörde çıkaracağını duyurdu. Uzaktan çalışmanın kalıcı olduğunu kabul eden birçok şirketten biri.

Kullanıcı adaptasyonu:

Çoğu zaman, departmanlar veya şirketler bir bütün olarak çalışanların istemediği, ihtiyaç duymadığı veya nasıl kullanılacağını anlamadığı yeni teknolojiler sunar. Çalışanlara yeni teknoloji hakkında çok az eğitim verilir, ancak bunu günlük iş akışlarında kullanmaları beklenir. Bu açıkça artık çalışmıyor.

Bunun yerine, şirketlerin çalışanları satın alma sürecine dahil etmesi gerekir. Kullanıcıların geri bildirimlerini dikkate alın ve ihtiyaçlarına en uygun çözümü bulun. Şirketler yeni bir teknolojiyi satın aldıktan sonradijital kullanıcı adaptasyonu platformu olan WalkMe gibi çözümleri kullanmaya başlayabilir. WalkMe’nin çözümü, kullanıcılara yalnızca platformların nasıl kullanılacağı konusunda rehberlik etmekle kalmaz, aynı zamanda adaptasyon sürecinin ne kadar iyi gittiğine ilişkin verileri de toplar. Bu, kullanıcının adaptasyonunu en üst düzeye çıkarmaya yardımcı olur ve dönüşümün çok iyi çalışmadığı yerlerdeki boşlukları kolayca belirleyebilir.

Yetkilendir(il)me:

Çalışan bağlılığı aslında çalışanların yetkilendirilmesiyle ilgilidir. Çalışanların yalnızca işlerinden memnun olmalarına değil, aynı zamanda ekibin değerli bir üyesi gibi hissetmelerine yardımcı olur. Ne yazık ki her 4 kişiden 1’i, büyük ölçüde işyerinde yetkilendirme eksikliği (ilerleme eksikliği, beceri geliştirme fırsatları ve daha fazlası) nedeniyle pandemi sona erdiğinde yeni bir iş aramayı planlıyor. Amazon, Salesforce, Microsoft, AT&T, Cognizant gibi firmalar, şirket içinde nerede olurlarsa olsunlar çalışanların yeni pozisyonlara ilerlemelerine yardımcı olmak için tasarlanmış beceri geliştirme girişimlerine başladı. Bu şirketler, çalışanlarının yaşamlarında aktif rol almakta ve büyümelerine yardımcı olmaktadır. Muhtemelen Amazon gibi şirketlerin çalışılacak en iyi yerler listesinin tekrar tekrar üst sıralarda yer almasının temel nedeni budur.

Şirketler neden hemen başlamalı:

Pandemiden önce, işletmelerin sadece %24’ü çalışan bağlılığının bir öncelik olduğunu düşünüyordu. Salgının ardından, sayı yaklaşık %36’ya ulaştı. Dürüst olmak gerekirse, bu hala şaşırtıcı derecede düşük! Bağlı çalışanların bir şirkete daha iyi hizmet edeceği ortak aklın ürünüdür.  

İş hayatında çok önemli bir dönemden geçiyoruz. Yılda bir kez yapılan çalışan bağlılığı anketleri bu dönüşümü anlamamıza belki de yeterli olamayacak.  İşlerinizi ayakta tutan sizin çalışanlarınızdır. Yukarıdaki çalışan bağlılığı taktiklerine odaklanmak, şirketinize olan bağlılıklarını ve dolayısıyla işinizin başarısını artırmada faydalı olacaktır.

Orijinal yazı: https://www.forbes.com/sites/danielnewman/2021/06/21/the-new-future-of-work-requires-greater-focus-on-employee-engagement/?sh=5b52faa14e65

 

 With increasing competition across industries, it is more important to understand what customers are thinking about the products and/or services provided by companies. Voice of Customer program enables companies to systematically capture, track, and analyze customer feedback and act based on the collected insights.

Discover Voice of Customer Solution

Ready for simple CX?